Blog

Toksik İnsanlar ve Zorbalık Karşısında Durmaya Çalışmak

Sizi aşağı çeken, çekmeye çalışan, yaptığınız fiilleri küçük gören, küçümseyen yada kendisi için çok yanlış olduğunu ifade ederek size gönderme yapmak isteyen insanlardan uzak durun gibi bir cümle yazamayacağım bu gün. Çünkü bazen bu insanlar sizin en yakınınızdakilerden biri de olabiliyor ama bu insanlar hakkında biraz konuşmak hem kendimi anlatmak hem de bunu yaşayanlar varsa ne yapsak daha az zarar verir bize konusunda kafa yormak istiyorum. 

Gerçekten içinden çıkılmaz bir konu sanırım. Yargılamak, yadırgamak, anlamamak, yapamayacağını ifade etmek anlaşılır şeyler olabilir ama sizin tercihleriniz yanlış olduğunu söylemek, savunmak, kötü yönlerini öne çıkarmaya çalışmak da neyin nesi? Anlamıyorum. Kimse bir fikri desteklemek zorunda değil ama Londra’ya taşınma sürecimizde daha net gördüm ki insanlar çeşit çeşit, sizinle mutlu olup destekleyenlerin sayısı da mutlu olmayıp kötüleyenlerden epeyce az. Ben bu cümleleri arkadaş çevremiz ve akranlarımız adına kuruyorum. Yoksa büyüklerin söyledikleri konumuza dahil etmiyorum. Çünkü arada bu kadar büyük jenerasyon farkı varken kıyaslama yapmaya çalışmayı manalı bulmuyorum. Konumuza dönecek olursak şimdi size karşılaştığım tiplerin bazılarından örnekler vereceğim. 

Ben de gideceğim, gidecektim yada gitmek istedim de’ciler. Bakın o sondaki deyi özellikle koyuyorum çünkü istemiş ama berbat bir fikir olduğu kanaatine varınca ya da ailesi istemeyince ya da çocuğu ya da işi diye uzayan bir liste. Tamam sende gideceksin tabi ki gidersin zaten İngiltere ya da her nereye gitmekse amacın o ülke kucağını açmış seni bekliyordu süreç çok kolaydı ama sen elinin tersiyle ittin buradaki harikulade mükemmel hayatın için. Burada tüm göçmenler adına söylemek istiyorum arkadaşlar gitmek öyle sizin sandığınız kadar kolay bir mesele değil. Olayı basite indirgeyip karşınızdakinin başarısını göz ardı etmeniz size hiçbir şey de kazandırmaz. Sizinle oturup konuşan kişi sizin kardeşiniz, arkadaşınız, kankanız, kuzenininiz yani en yakınlarınızdan biri ve aslında onun adına mutlu olmanız ve destek vermeniz yeterli. Eğer ki gitmesini doğru bulmuyorsanız ki bu da olabilir ve haklı da olabilirsiniz bu konuda ama size sormamış ki? Fikrinizi almıyor sadece haber veriyorsa eleştirmek, küçük görmek, kamçılamak neden? Siz kardeşinizin, arkadaşınızın her neyiniz ise başarılı olmasını istemiyor musunuz? Gerçekten şaşkınlık içerisinde oluyorum böyle bazı kıskançlığın altına saklanmış iğnelemeleri duyunca. Yapmayın, insanları her ne yaşıyorlarsa yüreklendirin, destekleyin, hele ki yurtdışına taşınmak gibi radikal bir karar vermiş insana köstek olmak size de toplumunuza da hiçbir şey katmayacaktır.

Bir de aşırı yargılayıcılar var ve yine süreç ve sonuç benzer ilerliyor tabi. Size buradaki hayatının ne kadar iyi olduğunu anlatıp ben gitmezdimi ispatlıyorlar. Tamam kardeşim senin hayatın güzelmiş ikna oldum sen gitme zaten ama benimle bunun ne ilgisi var. Ya da ben asla yapamazdımcılar var bir de, evet kardeşim zaten sen yapmıyorsun ben yapıyorum diye bir haykırmak geliyor içimden. Zaten gitmek çok kolaymış gibi bir de bunlar inanılmazsınız.

Sonra azıcık aşım ağrısız başım, benim yükseklerde gözüm yokcular var. Biz de bu durumda tüm göçmenler olarak gözü yükseklerde ülkesinin verdikleriyle yetinmeyen insanlar oluyoruz. Bu yetinmezliği maaşlı işi bırakıp Türkiye şartlarında şirket sahibi olmaya çabalarken de çok fazla yaşıyorum aslında ama işte hala umudum var ki demek ki hala şaşırıyorum bu insanlara. Her duyanın maşallah, yolunuz açık olsun, her şey gönlünüzce olsun diyeceğini sanan bana güzel şoklar oluyor bunlar. 

Eminim ki her giden yaşıyordur buna benzer şeyler. Ya da gitmeye karar veren, belki tam gidecekken bu tiplere boyun eğip kalan. Hayat kaldığınızda da gittiğinizde de sizin hayatınız. Seçimlerinize sadık kalabildiğiniz kadarıyla kendinizi gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Bu kadar toksik insanın içinde kanatlarınızı açıp uçmanız kolay demiyorum ama hepsini geride bırakmak da aslında elimizde. Herkes kendi hayatını yaşıyor, gün sonunda elinizde kalan kendi deneyimleriniz. Biz pes etmedik, başardık diyemiyorum aslında çünkü sürecin çoğuna dahil etmedik insanları. Vizeyi aldıktan sonra çoğu kişiye duyurduk hayallerimizi ve gerçekten beklediğimin çok aksine tepkiler alıyor olmak beni inanılmaz üzdü. 

İnsan her koşulda insanmış ve kendini belli ediyormuş bu olayla beraber bunu tekrar deneyimlemiş oldum. Buradan da hem toksik insanları anlatmak hem de onlara rağmen yaşamak zorunda olduğumuzu hatırlatmak istedim. Sonuçta burası benim bloğum ne yazacağım da beni ilgilendiriyor. Çekincelerimi kırıp bu konuyu anlatmak istedim. Çünkü bu yazıyı buraya yazmak da bir toplumsal çekince.

Hayat kolay bir şey değil ama o sadece size verilmiş bir hediye, armağan, şans, hak.. İstediğinizi söyleyebilirsiniz ama sadece sizin işte. Bırakın onlar konuşsun. Etrafa ışıltınızı yayarken siz de başkalarının ışığını söndürmediğinizden emin olun sadece. Çünkü sizi yadırgayan o tiplerde bir takım hedefler içerisinde. Onların size yaptığını siz de onlara yaparsanız o tiplerden biri olursunuz sadece. 

Herkesin herkese saygı duyduğu bir dünyada yaşamak umuduyla. Hoşça kalın…

 

İlgili Makaleler

4 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu