Blog

Peki hiç sadece Kendin İçin Yazmayı Düşündün Mü?

Bu gün terapide blogdan bahsederken terpistim sadece kendin için yazsan her hangi bir hedef olmadan nasıl olur? Diye sordu. Şimdi bende bunu düşünüyorum. Bence bu sadece benim problemim değil, bir sürü kişiyiz böyle hisseden. Her şeyi bir amaç için yapan, yapması gerektiğini düşünen. Yani yazılarımı yazıyorum o zaman okunsun. İçerik üretiyorum o zaman izlensin. Çok güzel örgüler örüyorum o zaman bunları satsam mesela bir işe dönüştürsem yada hediye etsem birilerine. İlla bir şeye bağlanıyor kafamızın içinde bunlar. Yada belki de yanılıyorum belki de benim kafamın içinde bir yere bağlanıyor bunlar. Kendimle bir kahve buluşmasına çıksam sırtımı sıvazlar ve Büşracım bu kadar yıpratmasan mı kendimi derdim bu günkü seastan sonra. Gerçekten kendim için o kadar çok güzel şey yapma peşindeyim ki ama illa bir amaca bağlanması güdüsü de beni ne kadar yoruyormuş bunu gördüm aslında. Yani seanslara başladık o zaman sakin biri olacağım, sakin olmayı başaracağım. Haftaya görürüz bakalım başardım mı başarmadım mı? Ne bu kendimi sürekli imtihana çekme çabam? Zaten Allah bizi imtihan ediyor ki o iyiki benim gibi değil bu konuda. Kendimin bu sıkılığı ve baskıcılığını gördükçe şükrediyorum bir kez daha Allah bize ne kadar da merhametli. Öyle bir hazırlanıyorum ki seansa 32 yıllık problemlerin tamamını gözden geçiriyorum. Peki bunu neden yapıyor olabilirim. Bunu niye hissettim? Niye böyleyim? Ne zamana tamamen düzelirim? Kendimden öyle bir yüksek beklenti içindeyim ki. Ahh en çok kendimi kendim yoruyorum. Kim bu ses hep bunu soruyoruz seanslarda. Kim bir türlü memnun edemediğim bana ait olduğunu sandığım ses. Eğer bir yerde tıkanıyorsanız bunu sorun kendinize sahi bu ses nerden geliyor. Biz ilk seanslarda bulduk kaynağını ama geçiyor mu yok henüz geçmemiş. Çünkü bazılarının kaynağını hala bulamadık bence sandığımın ötesinde sesler var kafamda. Sanatçının yolu kitabını okuyorum, orada da bu seslerden bahsediyor, okurken o kadar iyi hissettim ki ahh bir ben değilmişim herkes duyuyormuş bu sesleri diye. Bakın nasıl bir çaresizliktir bu. Hepimiz duyuyoruz. Zor bir çağdayız, gerçekten bunca şeye erişmişken fiziksel olarak bu kadar kafaiçi buhranın sebebi başka ne olabilir ki? Bazen diyorum çekil kendi kabuğunda yaşa ama sonra farkediyorum ki bana ne yapıyorsam ben yapıyorum zaten. O çekileceğim kabuk iyilik mi getirir kötülük mü bilemiyorum. Tabiki bir takım sosyal detokslara da gerek var. Ama bazı sohbetler biliyorum mesela son Türkiye ziyaretimde olduğu gibi beni iyileştiriyor o sohbet. Çok derin şeyler paylaşmamıza da gerek yok bazen, sadece seni anlayan seni seven bir dostun yanında olmak en iyi iyileştirici etkiyi yapıyor. Hem ben insanlarla olmayı seviyorum. Birileriyle beraber güzel muhabbetler yaptığım iyi yemekler paylaştığım, güldüğüm, dertleştiğim o sofraları o buluşmaları gerçekten çok seviyorum. Beni iyileştiriyorlar biliyorum. Ve asında orda pek de kimse beni eleştirmiyor. Ama eve gelir gelmez ben kendime yine söylenmeye başlıyorum. Çok konuştun, çok mu sahi? Çok paylaştın, bu kadar detaya gerek var mıydı? Neden kendini bu kadar çok açıyorsun? Neden bu kadar gevezesin? Keşke sende ‘’x’’ gibi az konuşan biri olsaydın. Neden ya? Neden ben x değil de Büşra olarak yeterli ve iyi olamıyorum. Ney bu bir türlü kendimle alıp veremediğim şey? Arıyoruz işte, seanslara devam ediyoruz. Bazen bulduk gibi oluyor sonra başka bir yerden başka bir ses patlak veriyor. Ama benim umudum tam, sesleri susturmaktan çok onlarla baş etmeyi öğrenmeyi hedefliyorum. Susturmaktan çok gelip geçmelerini görmeyi akışta ve beni hiç etkileyemediklerine şahit olmayı bekliyorum. Susturmaktan çok pekte var olmadıklarını görmeyi bekliyorum. Hepsini ben uydurmuşum diyerek sekinetimle baş başa kalmayı diliyorum. Heralde nefsi mutmainne böyle birşey. İçinde Allahtan başka hiç bir ses olmaması. İş, güç, aş telaşı olmaması. Yapılanların akışta ve kendiliğinden yapılması gerisinin hep Allah olması.
Hepimizin kendi inandığı düzlemde oraya varması duasıyla. Kim nereye varmak istiyorsa oraya varsın. Bir şeyi öğrendiysem oda bırakmam gerektiği, neyi tutuyorsam onunla sınanıyorum neyi de bırakabildiysem ondan özgürleşiyorum.
Yüklerimizi bırakıp özgürleştiğimiz güzel günlere…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu